Reflü ve keşfettiğim tedavi yöntemim
Nasreddin hoca bir gün eşeğinden düşmüş. İnsanlar etrafına toplanmış.
“Hocam bir şeyiniz yok ya, sizin için ne yapabiliriz?”
Hoca: “Bana önceden eşekten düşmüş birini getirin” demiş.
Ben de önceden reflü, boğaz, akciğer ve mide yanması yaşamış bir kardeşiniz olarak kendi başımdan geçenleri ve nasıl başa çıktığımı anlatmak istedim.
35 yaşındayım.
Midem, boğaz, akciğerimde ciddi yanmalar var. Öğretmenlik yapıyorum. Sesim kısıldı. Matematik dersi nasıl sessiz anlaşılır, anlatılır siz düşünün. Aylarca sessizce ders anlatmak zorunda kaldım. Öğretmenliğimden keyif almamaya başladım. Ciddi şekilde mutsuzdum.
Farklı zamanlarda bir çok doktora gittim, hem özel hem devlet.
Reflü, mide ve boğazda yanma şikayetiyle gittim.
Meğer midede oluşan asitler mideden yemek borusuna kaçıyormuş. Midem kaynıyor, yemek borum yanıyor, ses tellerim tahriş oluyordu. Doktorlar endoskopiyle mideye baktığında midede oluşan asitlerin mide ve yemek borusu arasındaki kapakçığı tahriş ettiğini belirtti. Bu kapakçık küçük dil gibi bir parça ve bu kapakçık sayesinde mide asidi yemek borusuna kaçmıyor. Doktorların hemen hepsi bu kanıya vardı.
Tespitlerin doğru olduğuna verdikleri ilaçlar ‘lansor gibi asit inhibitörleri ve mide asidini jöle yapan gaviscon, talcid vb’ ilaçların etki etmesinden, midemin rahatlamasından emin oldum.
Bu isimleri özellikle söylemek isterim. Etrafımda hala daha mide rahatsızlığı için doktora gidenlere bu ilaçların yazıldığını görüyorum. Benim rahatsızlığım 2005 lerdeydi. Bu ilaçların beni belli ölçüde, geçici bir süre için rahattığını gözlemledim. Fakat bunların tedavi etmediğini düşündüm. Çünkü etkisi azalınca mide yanmalarım tekrar başlıyordu. Doktorlarımızın tavsiyesine saygı duyuyorum, belki uzun süre kullanılırlsa ve beslenmeye dikkat edilirse faydası olur. Doktorum çiğ domates, kahve, çay, sigara, kızartmaları yasaklamıştı hatırladığım kadarıyla.
Tıp bilimine karşı değilim. Doktorlarımızın tespitleri de sonuna kadar doğru. Sadece araştırmalarım ve denemelerimle gördüğüm asit inhibitörü mide asidini azaltıyor ve Gaviscon asiti jöle gibi yapıyor, bu sayede mide asitleri azalınca yemek borusu rahatlıyor, yanma hissi yok oluyor. Geçici bir rahatlama oluyor. Belki reflü veya yanma başlangıç aşamasında olsa bu tedavi yöntemi fayda edebilir. Aylarca ben bu ilaçlardan kullandım. Faydasını da gördüm.
Peki ben nasıl iyileştim?
Tabii ki yine bilimin sayesinde.
Farmakolog Profesör doktor bir velimi ziyaret etmiştim. Mide rahatsızlığımdan bahsedince
Amerika’dan getirdiği altın otu çiçeğini (Golden Flower) anlatan bir kitap uzattı bana. Baktım bu bizim kantaron çiçeği. Bu çiçek Ege bölgesinde zeytinyağına batırılmış şekilde köylüler tarafından satılır. Fakat genelde rengi kızarsın diye güneş altında bekletirler, onları tavsiye etmem.
En sağlıklı tarifi veriyorum şimdi:
Gerçek zeytinyağı içine sarı kantaron otu koyuyoruz ve ağzını hava almayacak şekilde kapatıyoruz. Lütfen plastik şişeye koymayın. Cam kavanoz veya şişe. Bir ay gölgede bekletiyoruz ve süzüyoruz. Doğal ilacımız hazır. Sabah kahvaltı sonrası, akşam yatmadan önce bir çorba kaşığı alıyoruz. Eğer boğazda yanma varsa yavaş yavaş boğazımızın rahatsız eden bölgelerine değdirmeye çalışarak yutuyoruz. Bir ay sonra Allah’ın izniyle iyileşirsiniz. Bana da dua edersiniz.
Yaklaşık olarak 20 yılı geçti, reflü problemim yok ve istediğimi yiyorum. Tabii bu arada yine sayın doktorlarımızın tavsiye ettiği üzere beslenmeye çalışıyorum ama aramızda kalsın, arasıra kaçamaklar da oluyor. Yine doktorlarımızın tavsiyesi stresten uzak yaşamaya çalışmak gerekiyor.
Zeytinyağı içinde hazırlanmış kantaron yağını 250ml küçük plastik(BPA free*) şişeler şeklinde satan güvendiğim kişiler var. İsteyen olursa özelden yazanlara linkini atabilirim.
Sağlıklı günler dilerim.
*BPA free: BPA içermez anlamına gelmektedir. BPA’sız damacana, BPA’sız şişe, BPA free plastik gibi söylemlerle günümüzde pek çok ürün satışa sunulmaktadır. Bisfenol A içermeyen plastik ambalaj. Gıda için kullanılabilen ambalaj. Fakat yine de alırsanız tavsiyem cam şişeye aktarmak olacaktır.


